
Filmin konusunu, mesajını falan bir kenara bırakıp bende uyandırdığı duygulara ve bana düşündürdüklerine bir bakalım.
‘Aşk içinde aşk, hayat içinde hayat’ diye özetleyebileceğim bu film, insan hayatının ne kadar değişken ve ne kadar anlamsız olabileceğini anlattı bana. Bir de insanın elindekilerin kıymetini bilmeden, görmeden nasıl fırlatıp attığını…
Başrol karakterimiz Chow Mowan bir yerde “Aşk zamanlama meselesidir. Doğru insanla çok erken ya da çok geç karşılaşmak fayda etmez” diyor. İşte tüm insanlık için acı bir gerçek daha! Biraz durup düşününce ilk bakışta klişe bir söylem gibi görünen bu lafın, aslında çok da doğru olduğunu anlıyor insan.
Aşık olmak çok kolay değil, her kalp çarpıntısı da aşk değil bence. Dolayısıyla hem gerçekten doğru insana aşık olmak hem de -hazin bir sonla bitmemesi için- bunun doğru zaman ve doğru şartlarda gerçekleşmesi ihtimalini düşündükçe 2046’daki karakterler için biraz daha sızlıyor kalbim… Belki de bizler için…
Bir yanlışın tüm doğruları götürebildiği, bazen de bir doğruyla devam edip giden yani bir nevi kavram karmaşası olan aşkın kuralı olmaz, aşk böyle kalıplara sokulmaz diyeceksiniz belki. Buna da yanlış demeye dilim varmıyor doğrusu…
Ama mutsuz sonla biten aşk hikayelerinin altından hep bir “yanlış” çıktığını gördükçe “doğru”lara daha bir dikkat kesiliyor sanki insan…
Karşılıksız aşklar, sevip de kavuşamayanlar, ona inanmadan kendini birden aşka bulanmış olarak bulanlar 2046’da buluşmuş. Bu kargaşanın içine karışarak aşk üstüne düşünmek ve düşüncede kaybolmak isteyen dostlarıma iyi seyirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder