27 Şubat 2011 Pazar

insanlıktan istifa

Artık bir insan değilim! İnsanlıktan istifa ettim!

Nasıl bir şey ki bu "insanlık" başlangıcından bu yana savaşıyor. Kan dökmekten, can acıtmaktan, ağlayıp üzmekten, işkence etmekten bıkmıyor, usanmıyor... Başkalarının kederinden mutlu oluyor, kavganın karşısına geçip keyifle izliyor. Her an, her yerde bağırmaya ise bayılıyor.


Güçlüyse hiç tereddüt etmeden üstünü çiziyor zayıfın. İnsanların sırtından yaptığı merdivenle tırmanıyor yükseklere... Bitti mi sandınız, durun daha yeni başlıyorum. Bunlar, insanım diye geçinenlerin insana yaptığı ve yapmakta olduklarına sadece bir kaç örnek. Bir de hayvanlara çektirilenler var. Kendini hiç bir şekilde savununamayanlara...


Bir resim gördüm geçenlerde gazetede. Bir adam, elinde balta benzeri bir şeyle bir foku dövüyor. Dövmüyor, öldürüyor. Döve döve öldürüyor!!


Resimdeki yer Kanada ve Kanada'da bu sene 60 bin fokun öldürülmesine hükümet, hükümetler, insanlar, insanlık izin veriyor.


Lanet olası "kürk modası"nın kurbanı bu zavallı hayvanlar, derileri delinip zarar görmesin diye dövülerek öldürülüyor. Geçen sene 50 bin fok bu şekilde öldü. Bu yıl 60 bin fok bu şekilde ölecek!


Kanada'da fok, Japonya'da yunus katliamı ve dünyanın her yerinde daha niceleri... Bir yanda da bunları engellemek için çırpınıp duran ama malesef "insanlık" tarafından elleri kolları bağlanan, sesleri kısılan çaresiz insanlar...


Sonuç?! İnsanlıktan tiksinme...


Daha iyi, daha duyarlı olmalıyız derken, Susam Sokağı'nda yaşama hayalleri kurarken birden "İnsan iyi ve duyarlı olabilir mi ki?" diye sorarken buluyorum kendimi.


Hala ufak da olsa bir umut taşıyor kalbim. Biliyorum ki benim gibi düşünenler var. Peki bu kabustan nasıl uyanmalı? Nasıl dur demeli bu "insanlığa"?


Yapılacak bir şeyler olmalı diyorum ve bulana kadar insanlıktan istifa ediyorum. Gregor Samsa gibi...


İnsan, nam-ı diğer düşünen hayvan, keşke hiç düşünemeseydin...

9 Şubat 2011 Çarşamba

Faili Meçhul Kıyak by Tunç Kılınç

Dün, Sosyal Medya Haftası çerçevesinde katıldığım bir seminerde oldukça hoşuma giden birşey öğrendim ve paylaşmadan edemedim. Tunç Kılınç'ın faili meçhul kıyağı...


Efendim, işlem oldukça bilindik ve basit. Ve tabi bir o kadar da müthiş ve insani...

Filmlere bile konu olan bir uygulama. Hatta çoğumuz izlemişizdir Amelie, İyilik Yap İyilik Bul... Zaten Tunç Bey de sitesinde bunları dile getirmiş.

Olayın özü, insanlara karınca karınca bir iyilik yapmak ve kim olduğunuzu çaktırmadan siteden temin edilebilecek bir kart bırakmak. Böylece "Sana bir iyilik yaptım, şimdi sıra sende. Ben kim miyim? Bunun ne önemi var!" diyorsunuz. Yani iyilik yapıp denize atıyor, atarken de ucuna miniminnacık bir bulaşıcılık sıkıştırıyorsunuz.

Tunç Kılınç'a sonsuz teşekkürler! Dünkü seminerde öğrendiğim en güzel bilgiydi bu şüphesiz. Bu bilgiyi veren seminer moderatörü Fatih Güner'e de teşekkür etmek gerek.

Bu arada 27 Şubat Dünya FMK Günü ilan edilmiş. Ne dersiniz, dünyanın faili meçhullarından biri olmak hoş olmaz mı?

Ayrıntılı bilgi isteyenler için: http://www.fikiratolyesi.com/2009/02/27/faili-mechul-kiyak/