14 Aralık 2012 Cuma

Cafe de Flore (Ruh Eşim)

 
Geçenlerde Cafe de Flore isimli filmi izledim. Türkçe'ye "Ruh Eşim" olarak çevrilmiş. Beni etkileyen filmler arasında üst sıralara yazdım kendisini. "Farklı" bir film arayanlar için tavsiye ederim. Filmin yönetmeni Jean-Marc Vallée. Merak etmeyin filmi anlatmayacağım. :) 

Sevdiğin bir insanın artık seni sevmemesi, senin yanında olmaması, seninle aynı hayatı paylaşmamasını öyle dramatize etmeden ama kalbimi eze eze anlattı bana bu film. Bir de bakış açısının önemini... Gözü kapalı güveni sorguladım. Evet hayat sürprizlerle dolu dedim, bazen de acı sürprizlerle. 

En sonunda da ortaya çıkan gerçek aşkı gördüm ve tüm bu hislerimi, düşüncelerimi geride bıraktım. 

Sahi ne tuhaf, ne basit görünümlü ama aslında karmaşık bir şeydi bu aşk... Birine pat diye aşık olabiliyorsun mesela ama ondan vazgeçmen, dün senin için yabancı olan bu insanı bugün hayatından çıkarman bir o kadar zor oluyor. O hayatına giriyor ve herşey değişiyor, tüm devreler karışıyor. Hayatında o kadar insan varken, tanımadığın biri yapıyor bunları, hem de hiçbir çaba sarf etmeden. 

İnsanlar bazen yaralanıyor, aşka tövbe diyor, kalbini aklını kapatıyor. Bir daha kimseyi böyle sevememlerle başlayan cümleler kuruyor. Sonra bir bakıyorsun ki hayatında yeni bir aşk, yeni bir heyecan. Bu ve benzeri aşk hadiselerini ya yaşadık, ya gördük ya da duyduk. Peki düşündük mü bunlar gerçekten aşk mıydı diye? 

Daha önce bir yazımda da söylediğim gibi "Her kalp çarpıntısı aşk değil" bence. Belki de Cafe de Flore'u, bana gerçek aşkı ve aşkın türlerini farklı bir açıdan gösterdiği için bu kadar sevdim. İzleyen ve izleyecek olan dostlarım için şunu da söyleyeyim. Tabi ki durumu yadırgadım. Ama değer yargılarımı bir kenara bırakıp kendimi filmin içine attım ve baştan ayağa aşka bulandım.

Herkese güzel bir hafta sonu diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder