29 Temmuz 2010 Perşembe

Sorular?!?

Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi üzerine sürekli planlar yapıp durduğum hayatımdan geriye ne kadar kaldığını bilmek istiyorum bazen. Bunun sağlıklı bir seçim olmadığını bilsem bile… Sağ kolumun üstüne yatmış sol elimle bir şeyler karalıyorum. Sağ kolum daha kaç kere uyuşacak böyle? Sol elim daha kaç harf yazacak?

Annemi, babamı kaç kere öpebileceğim?
Kaç ilkbahar göreceğim?
Kaç sonbaharda kuru yapraklar çıtırdayacak ayaklarımın altında?
Bir akşamüstü dalgaların sesi beni kaç kere ninni gibi uyutacak?
Kaç kartopu savaşım olacak, kaç kardan adamım?
Kaç kere göreceğim sevdiğim adamı?
Kaç şehir, kaç ülke göreceğim?
Kaç keyifli muhabbet bekliyor beni arkadaşlarımla, ablamla, hani şöyle geceyi sabaha bağlayanlarından…
Kaç kere geçecek bu soruların hepsi tekrar tekrar kafamdan?
Bilmiyorum…
Bazen bilmeyi çok istesem de bilmiyorum ve iyi ki de bilmiyorum aslında.
Ama arada düşünmek iyi geliyor. Sağlığın kıymetini hastalıkta, sevdiklerinin kıymetini ayrılıkta anlamak gibi daha “kıymet bilir” yapıyor insanı düşünmek.
Yokluğumu ya da yokluğu düşünerek “vara” daha sıkı sarılmam gerektiğini anlıyorum.
Bir de varken kıymet bilmenin gerektiğini…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder